Donna lavaboda sabun köpüğü bıraktığı zaman köpüklere yansıyan gökkuşağı renklerini görüyordu. Bu muhteşem renklere bakmaya kendini o kadar kaptırıyordu ki yerinden kıpırdayamıyordu; geçici bir felç haline giriyordu. Donna çevre şartlarının otistik bir davranışı tetiklemesini, yani geçici felç halini başlatmasını engellemek için kendine ‘sabun köpüğü yasağı koydu’. Donna ve kendisi gibi otistik olan kocası, istenmeyen davranışların kontrol edilebilmesi için bazı kurallar geliştirdiler. İşte kurallarından bazıları: Mobilyalar tek sıra halinde yerleştirilecek, kasedeki meyveler simetrik hale getirilmeyecek; benzin istasyonunda veya gazete bayiinde gazete başlıkları okunmayacak. Donna ve eşinin kalıplaşmış ve tekrarlanan davranışlarda bulunmasını engelleyen bu kurallar davranışsal yaklaşıma bir örnektir.
Davranışsal yaklaşım; organizmaların, çevrelerinde gelişen olayların kendilerini ödüllendirmesine veya cezalandırmasına bağlı olarak nasıl yeni davranışlar öğrendiklerini veya var olan davranışları nasıl değiştirdiklerini inceler.
Donna ve eşinin koyduğu kurallar, temel bir davranışsal prensibin örnekleridir: Ödüllendirme veya cezalandırma, davranışı değiştirebilir veya kontrol edebilir. Psikologlar davranışsal prensipleri insanlara daha girişken veya daha az depresif olmayı öğretmek, küçük çocuklara tuvalet eğitimi vermek ve birçok başka davranışı değiştirmek için kullanırlar. Ayrıca davranışsal prensipler; hayvanlara düğmelere basmayı, işaretler kullanarak iletişim kurmayı ve televizyon program ve ya da sinema filmi çekimlerinde işaret verilince belli davranışları uygulamayı öğretmek amacıyla da kullanılır. Özellikle B.F. Skinner’ı(1989) yaratıcı çalışmaları ve düşünceleri sayesinde davranışsal yaklaşım, psikolojide büyük bir güç haline geldi. Skinner’ın düşünceleri; gözlemlenebilir davranışların incelenmesi, çevresel pekiştirmelerin (ödüllendirme ve cezalandırma) önemi ve zihinsel süreçlerin dışlanmasının altını çizmektedir. Katı davranışsallık olarak bilinen düşüncelerinin psikoloji üzerinde hala önemli etkileri bulunmaktadır. Ancak Albert Bandura gibi bazı davranışçılar, katı davranışçılığı onaylamadıkları için gözlemlenebilir davranışları zihinsel ve bilişsel süreçler ile birleştiren bir teori geliştirdiler. Bandura’nın sosyal bilişsel yaklaşımına göre, davranışlarımız sadece çevresel olaylardan ve pekiştiricilerden etkilenmekle kalmayıp aynı zamanda gözlem, taklit ve düşünce süreçlerinin de etkisinde kalmaktadır. Davranışçılar davranışları değiştirmek için çeşitli teknikler geliştirdi. Örneğin, daha önce de açıkladığımız sınav korkusunun duygusal bileşenlerini azaltmak için yapılabilecek rahatlama egzersizleri geliştirdiler.
Mentaliz Psikolojik Danışmanlık Merkezi Konya