Donna 3 yaşındayken bazı kişisel problemlerle karşı karşıya kaldı: annesi alkolikti ve ona karşı şiddet kullanıyordu, babası ise çoğu zaman evde değildi. Ayrıca Donna ‘özel eğitime muhtaç çocuklar” ‘ın okuluna gidiyordu. Donna bu problemlerle başa çıkabilmek için farklı kişilikler geliştirdi. Bu kişiliklerden birisi “nefretle parlayan gözleri, ölü gibi sert bir duruşu ve sıkılmış yumrukları” olan Willie adında, tepinen ve tüküren ama okulda başarılı olan bir çocuktu. Carol adındaki diğer kişilik ise normal davranabilen ve arkadaşlıklar kurabilen, çekici ve uyumlu bir kız çocuğuydu. Donna’nın zorlu çocukluk tecrübeleri ile başa çıkabilmek için neden farklı kişilikler geliştirdiği, psikanalitik yaklaşımda ele alınacaktır.
Psikanalitik yaklaşım; bilinçdışı korkuların, tutkuların ve motivasyonların düşünce, davranış ve kişilik özelliklerinin gelişimi ile ileride ortaya çıkabilecek psikolojik problemler üzerindeki etkisine değinir. Aynı zamanda bilinçdışı korkuların, tutkuların ve motivasyonların düşünce ve davranışlar üzerindeki etkisine de dikkat çekmektedir.
1800’lerin sonlarında Sigmund Freud tıp doktoru olarak psikolojik rahatsızlıkları olan bazı hastaları tedavi etmeye başladı. Freud tedavi oturumlarından elde ettiği görüşlere dayanarak insan zihni ve kişilik gelişimi hakkında devrim niteliğinde bazı fikirler öne sürdü. Freud’un psikanalitik yaklaşımının ayırıcı özelliklerinden bir tanesi, insan yaşamındaki ilk beş senenin bundan sonraki kişilik gelişimi üzerinde önemli etkileri olduğu yönündeki düşüncesidir. Buna ek olarak Freud; korkmuş veya suçlu hissetmemize sebep olan, kendilik değerimizi tehdit eden çözülmemiş cinsel çatışmalardan kaynaklanan düşünce veya duyguların otomatik olarak bilinçdışımızın derinliklerine yerleştiği sonucuna varır. Buna karşılık bilinçdışındaki bu tehdit edici duygu ve düşünceler kaygı, korku veya psikolojik sorunlara sebep olmaktadır. Hastalar bilinçdışı korkularını açığa vurmadıkları için, Freud gizli korkuları su yüzüne çıkarmak üzere rüya yorumu gibi çeşitli teknikler geliştirdi. Freud’un insan düşünce ve davranışlarını etkileyen bir bilinçdışı gücün varlığına olan inancı ise onun devrim niteliğindeki düşüncelerinden bir tanesi olarak kabul edilir. Freud’un bilinçdışı duygu ve korkuları gibi birçok düşüncesi geçerliliğini korurken, insanın ilk beş yılının önemi gibi bazı düşünceleri daha az destek görüyor. Freud’un kullandığı id, ego, süper ego ve libido gibi terimler ise gündelik konuşma dilimizin bir parçası haline geldi.
Mentaliz Psikolojik Danışmanlık Merkezi Konya