Donna kitap yazmasının sebeplerinden bir tanesinin, kendi otizm hapishanesinden kaçmak olduğunu söylüyor. Otizm Donna’yı bazen saplantılı bir şekilde göz kırptığı, durmadan ışıkları yakıp söndürdüğü, ileri geri sallandığı, donup kaldığı saatlerce gözlerini boşluğa diktiği, kendisine dokunulmasından nefret ettiği, kalabalık yerlere girmeye tahammül edemediği ve insanlar ile göz teması kurmak istemediği bir dünyaya hapsetmişti. Donna ve kocası görüşmeye başladıklarında diğer çiftler gibi bir cinsel çekim veya cinsel duygular hissetmediklerini birbirlerine itiraf etmişler. Hayatlarında bir şey eksik kalmış ve bu eksiklik onları aseksüel yapmış. Donna’nın otizmden kurtulmak, kişisel kişisel ilişkiler yaşamak ve gerçek potansiyeline ulaşmak için gösterdiği çaba, insancıl yaklaşımın karakteristik bir konusudur.
İnsancıl yaklaşım, her bir bireyin kendi geleceğini yönlendirmede büyük bir özgürlüğe, kişisel büyüme için büyük bir kapasiteye, önemli miktarda içsel bir değere ve kendini gerçekleştirmeye yönelik büyük bir potansiyele sahip olduğuna dikkat çeker.
Donna kitabında yazdığı “Otizm benden hayatı, arkadaşlığı, önemsemeyi, paylaşmayı, ilgi göstermeyi, bilgimi kullanabilmeyi çalmaya çalıştı… Beni canlı canlı gömmeye çalıştı.” cümleleri ile insancıl yaklaşımı yansıtmaktadır. Kitabındaki son kelimeler şunlardır; “ OTİZMLE SAVAŞABİLİRİM… ONU KONTROL EDECEĞİM… O BENİ KONTROL EDEMEYECEK”
Hümanistler kendi potansiyelimize ulaşabilmemiz için bizim de tıpkı Donna gibi çaba sarf etmemiz gerektiğine, kendi kaderimizi kendi elimizde tuttuğumuza ve olabileceğimiz her şeyi olmakta özgür olduğumuza inanıyorlar. İnsancıl yaklaşım, insan doğasının olumlu tarafına, yaratıcı yönüne ve sevgi dolu ilişkiler oluşturmaya olan eğilimine dikkat çekiyor. İnsan doğası kavramı –özgürlük, potansiyel, yaratıcılık- insancıl yaklaşımın en belirgin özelliğidir ve onu davranışsal ve psikanalitik yaklaşımlardan ayırmaktadır.
İnsancıl yaklaşım 1960’larda İnsancıl Psikolojinin Dergisi’nin yayınlanması ile resmi olarak başlamıştır. Mecmuanın ve insancıl yaklaşımın oluşturulmasının ardındaki en önemli kişilerden bir tanesi, davranışsal ve psikanalitik yaklaşımlardan memnun olmayan Abraham Maslow’dur. Maslow’a göre hümanistik yaklaşım; bireyin kapasitesi, özgürlüğü ve büyüme potansiyelini algılamanın yeni bir yoludur. İnsancıl psikologların bir çok fikri; danışmanlık ve psikoterapi yaklaşımına dahil edilmiştir. İnsan doğasına özgü irade kavramı ve titiz deney yöntemlerinin olmamasından dolayı, birçok davranış bilimci insancıl yaklaşımı, bir insan davranışı biliminden çok, bir hayat felsefesi olarak görür.
Mentaliz Psikolojik Danışmanlık Merkezi Konya