Şizofreni, kişinin düşünce, duygu ve davranışlarını etkileyen, genellikle kronik seyirli bir psikotik bozukluktur. “Gerçeklikle bağın kopması” olarak da tanımlanabilir. Zekâ geriliği veya “çoklu kişilik bozukluğu” değildir. Hastalar, gerçekte olmayan şeyleri deneyimleyebilir (halüsinasyonlar), gerçek olmayan inançlar geliştirebilir (hezeyanlar/sanrılar) ve düşüncelerinde karmaşa yaşayabilir. Bu durum, kişinin sosyal ve mesleki işlevselliğinde ciddi bir bozulmaya yol açar.

Şizofreninin Nedenleri

Şizofreninin tek bir nedeni yoktur; biyolojik, genetik ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıkar.

  1. Genetik Faktörler:
    • Aile öyküsü en önemli risk faktörüdür. Birinci derece akrabasında (anne, baba, kardeş) şizofreni olan birinin bu hastalığa yakalanma riski, genel topluma göre daha yüksektir.
    • Tek yumurta ikizlerinde, eğer birinde şizofreni varsa diğerinde olma riski %40-50’lere çıkabilir. Bu, genlerin önemli olduğunu, ancak tek başına yeterli olmadığını gösterir.
  2. Biyolojik Faktörler:
    • Beyin Kimyası (Nörotransmitterler): Dopamin ve glutamat gibi nörotransmitterlerdeki dengesizliklerin (özellikle dopamin fazlalığı) temel rol oynadığı düşünülmektedir. Antipsikotik ilaçlar da bu kimyasallar üzerinden etki eder.
    • Beyin Yapısı: Bazı görüntüleme çalışmalarında, şizofreni hastalarının beyinlerinde ventrikül adı verilen boşlukların daha geniş olduğu ve bazı beyin bölgelerindeki gri madde hacminde azalma görüldüğü tespit edilmiştir.
    • Doğum Öncesi ve Doğum Komplikasyonları: Hamilelik sırasında yaşanan enfeksiyonlar, yetersiz beslenme, doğum sırasında oksijen yetersizliği (anoksi) gibi faktörler riski artırabilir.
  3. Çevresel Faktörler (Tetikleyiciler):
    • Stres: İş kaybı, ayrılık, sevilen birinin kaybı gibi büyük yaşam stresleri, genetik yatkınlığı olan kişilerde hastalığın ortaya çıkmasını tetikleyebilir.
    • Sosyal Faktörler: Göç, kentte yaşama, düşük sosyoekonomik düzey gibi faktörlerle şizofreni arasında bir ilişki olduğu bulunmuştur.
    • Madde Kullanımı: Ergenlik ve genç yetişkinlik döneminde esrar (marihuana) gibi maddelerin kullanımı, özellikle yatkınlığı olan kişilerde hastalık riskini belirgin şekilde artırır.

Şizofreninin Belirtileri

Belirtileri “pozitif”, “negatif” ve “bilişsel” olarak üç grupta sınıflandırmak yaygındır.

1. Pozitif Belirtiler (Normalin “üzerinde” olan, eklenen belirtiler):

  • Hezeyanlar (Sanrılar): Gerçeklikle uyuşmayan, mantıklı argümanlarla değiştirilemeyen sabit inançlardır.
    • Perseküsyon (Kovuşturulma) Sanrıları: “Herkes bana komplo kuruyor, beni takip ediyorlar.”
    • Referans (Atıf) Sanrıları: “Televizyondaki sunucu, haberleri özel olarak bana iletiyor.”
    • Büyüklük (Grandiyöz) Sanrıları: “Ben Tanrı’yım / peygamberim / çok önemli bir liderim.”
  • Halüsinasyonlar: Gerçekte olmayan bir uyaranı varmış gibi algılamaktır. En sık işitsel halüsinasyonlar (sesler duyma) görülür. Sesler kişiyle konuşabilir, ona emir verebilir veya onu eleştirebilir.
  • Dağınık Konuşma ve Düşünce: Konuşma tutarsız ve karmaşıktır. Kişi konudan konuya atlayabilir, anlamsız kelimeler kullanabilir veya “kelime salatası” denilen bir konuşma biçimi sergileyebilir.
  • Dağınık veya Anormal Davranış: Amaca yönelik olmayan, garip davranışlar sergileyebilirler. Örneğin, sokakta tuhaf kıyafetlerle dolaşmak, ani ve nedensiz öfke patlamaları yaşamak.

2. Negatif Belirtiler (Normal işlevlerin “eksikliği” veya “kaybı”):

  • Duyguda Küntleşme (Affektif Küntlük): Yüz ifadesi donuk, ses tonu monotondur. Duygusal tepkiler azalmıştır.
  • Aloji (Konuşma Azlığı): Konuşma miktarında ve içeriğinde fakirleşme. Kısa, tek kelimelik cevaplar verirler.
  • Avolisyon (İsteksizlik): Günlük işleri yapma, hedef koyma veya bir şeyler planlama isteğinde ve enerjisinde ciddi azalma. Temel hijyen ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanabilirler.
  • Anhedoni (Zevk Alamama): Daha önce keyif aldığı aktivitelerden (sosyalleşme, hobiler) artık zevk alamama.
  • Sosyal Çekilme: İnsanlardan ve sosyal ortamlardan uzaklaşma.

3. Bilişsel Belirtiler:

  • Dikkati toplamada ve sürdürmede güçlük
  • Çalışma belleğinde sorunlar (yeni öğrenilen bilgiyi kısa süreli akılda tutamama)
  • Planlama, organizasyon ve problem çözme becerilerinde (yürütücü işlevler) bozulma

Şizofreninin Evreleri

Şizofreni genellikle aşağıdaki evrelerden geçer:

  1. Prodromal (Başlangıç) Evre:
    • Hastalığın aktif belirtilerinin başlamasından önceki ayları veya yılları kapsar.
    • Belirtiler belirsiz ve hafiftir: Sosyal içe çekilme, kişisel hijyene özenin azalması, olağan dışı inançlar, garip davranışlar, okul/iş performansında düşüş.
    • Bu evrede müdahale, hastalığın şiddetlenmesini önlemede kritik olabilir.
  2. Aktif (Akut) Evre:
    • Pozitif belirtilerin (hezeyanlar, halüsinasyonlar, dağınık davranış) yoğun ve şiddetli bir şekilde ortaya çıktığı dönemdir.
    • Kişi gerçeklikle bağını büyük ölçüde kaybeder. Çoğunlukla bu evrede hasta ve ailesi profesyonel yardım arar.
  3. Rezidüel (Kalıntı/İyileşme) Evre:
    • Aktif dönemdeki şiddetli pozitif belirtiler yatışır, ancak genellikle negatif ve bilişsel belirtiler devam eder.
    • Duygusal küntlük, sosyal çekilme, enerji azlığı gibi belirtiler görülebilir.
    • Bu evre, remisyon (hastalık belirtilerinin hafiflediği dönem) olarak da düşünülebilir.

Bu evreler döngüsel olabilir; bir hasta yaşamı boyunca birden fazla aktif dönem geçirebilir.


Şizofreni Tedavi Yöntemleri

Şizofreni kronik bir hastalıktır, ancak etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Tedavi, birçok bileşeni içeren uzun süreli bir süreçtir. Tedavi ve gerekli görülen ilaçlar, psikiyatrist hekim tanısı neticesinde uygun görürse reçete edilebilir. Psikologların tanı koyma, ilaç yazma yetkisi yoktur. Destekleyici terapiler yapabilirler.

1. İlaç Tedavisi (Antipsikotikler):

  • Tedavinin temel taşıdır. Hezeyan, halüsinasyon gibi pozitif belirtileri kontrol altına almada oldukça etkilidir.
  • Atipik (Yeni Nesil) Antipsikotikler: Dirençli vakalarda kullanılır. Hem pozitif hem de negatif belirtilere karşı etkili oldukları düşünülmektedir ve daha az yan etki profiline sahiptirler.
  • Tipik (Klasik) Antipsikotikler: Daha çok pozitif belirtilerde etkilidirler, ancak hareket bozuklukları gibi yan etkileri daha fazla olabilir.
  • Uyumu Sağlama: İlaçların düzenli kullanımı nüksleri (atakları) önlemede hayati öneme sahiptir. Uzun etkili enjeksiyon formları, ilaç alımını unutan hastalar için iyi bir seçenek olabilir.

2. Psikososyal Tedaviler:

  • Bireysel Psikoterapi: Hastanın hastalığını anlaması, belirtilerle baş etme stratejileri geliştirmesi ve yaşadığı sıkıntıları ifade etmesi için destek sağlar.
  • Aile Terapisi/Eğitimi: Aile üyeleri hastalık hakkında bilgilendirilir, hasta ile nasıl daha etkili iletişim kuracakları ve ona nasıl destek olacakları öğretilir. Bu, aile içi gerilimi azaltır ve nüks oranlarını düşürür.
  • Psikoeğitim: Hasta ve ailesinin şizofreni hakkında her yönüyle bilgi sahibi olması sağlanır.
  • Sosyal Beceri Eğitimi: Hastalara iletişim, kişisel bakım, iş başvurusu yapma gibi temel sosyal ve yaşam becerileri öğretilir.
  • Mesleki Rehabilitasyon ve İş Destek Programları: Hastaların korumalı iş ortamlarında veya uygun işlerde çalışarak topluma yeniden katılmaları ve özgüven kazanmaları hedeflenir.

3. Hastanede Yatış:

  • Aktif dönemde belirtiler çok şiddetliyse, kişi kendine veya başkalarına zarar verme riski taşıyorsa, beslenme ve kişisel bakımını sağlayamıyorsa hastaneye yatış gerekli olabilir.

4. Elektrokonvülsif Terapi (EKT):

  • İlaç tedavisine yanıt vermeyen, ağır depresyon veya katatoni (hareketsizlik) belirtileri gösteren şiddetli vakalarda nadiren kullanılan bir seçenektir.

Unutulmamalıdır ki: Şizofreni tedavisi kişiye özeldir ve ömür boyu süren bir destek sürecidir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile birçok hasta tatmin edici bir yaşam sürebilir, ilişkiler kurabilir ve üretken olabilir.

Önemli Not: Bu bilgiler genel ve eğitim amaçlıdır. Şizofreni şüphesi veya tanısı olan biri için mutlaka bir psikiyatri uzmanına başvurulmalıdır.

Hizmet Alanlarımız