Genel olarak şiddet özeldeyse çocuğa karşı şiddet dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi ülkemizde de yaygınlaşan toplumsal bir sorun teşkil etmektedir. Çocuğa yapılan şiddet; çocuk haklarının ihlali olarak tanımlanmaktadır. Çocuklar, okullarında, evlerinde, çalıştıkları ya da bakım aldıkları yerlerde ve çevrelerinde psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Psikologlara göre istismar ve aile içi şiddet çocuklar için, aileler ve toplumlar için sorunların en önemli bir nedenidir.
Şiddet cinsel, fiziksel, psikolojik ve ekonomik, olmak üzere dört şekilde karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde şiddetin bir eğitme ve terbiye etme biçimi olarak algılanması, bunun hem aile içinde hem de toplumumuzda doğru bir davranış olarak görülmesi; şiddetin gizli bir şekilde tekrarlanmasına sebep olmaktadır. “Terbiye ve eğitim” adı altında çocuklar dayak yemekte, aç bırakılmakta, banyoya kapatılmakta, ağızlarına biber sürülmekte, yakılmakta, azarlanmakta, aşağılanarak şiddete maruz kalmaktadırlar.
Şiddet, bir çocuğun onurlu, saygın, eşit ve özgür bir birey olarak yaşamını idame etmesinde ve kendini gerçekleştirmesinde engel teşkil etmektedir. Ayrıca çocuğun olumlu kişilik kazanmasını ve gelişimini engelleyerek psikolojik açıdan güvensiz, karmaşık duygu, düşünce ve çelişkiler içinde boğulmasına sebep olmaktadır.
Çocuğa yönelik şiddet için sıkça kullanılan terim çocuk istismarı şeklindedir. Bir çocuğun şiddete tanık olması ya da çocuğa şiddetin uygulanması fiziksel istismar içinde değerlendirilmektedir.
Şiddetin çocuklar üzerine etkisine baktığımız zaman çocuklar üzerinde en çok etkiyi aile içi şiddetin yarattığı bilinmektedir. Aile bireyleri arasında yaşanan sözel, cinsel, fiziksel ve psikolojik istismar ve evde bulunan eşya ve hayvanlara uygulanan şiddeti aile içi şiddet seklinde adlandırabiliriz. Şiddet uygulandığı ortamda çocukların güven duygusu ciddi şekilde zedelenmektedir.
Şiddete maruz kalmış ya da tanık olmuş çocuklarda aşağıdaki davranışlar gözlenmektedir:
- Aşırı korku
- Endişe, irkilme hali
- Alt ıslatma
- Kekemelik
- Ağlama krizleri
- Konsantrasyonda güçlük
- Özgüvende azalma
- Arkadaş ilişkilerinde bozulma
- Agresif davranışlar, sinirlilik
- Yeme problemleri
- Dürtüsel davranışlar
- Az ya da çok uyuma, uykuya dalmakta zorluk, kabus görme,
- Çevreye karşı ilgisizlik, duyarsızlık
- Okul problemleri
- Öfke nöbetleri gibi daha pek çok neden sayılmaktadır.
Şiddet öğrenilen bir davranıştır. Şiddet ve fiziksel acı içeren cezalar zamanla çocuğu şiddete yönlendirmekte, o da kendinden küçük ve zayıf çocuklara şiddet uygulamaya başlamaktadır.
Şiddeti çocuklar üzerinde bıraktığı etkiler bakımından değerlendirdiğimizde ise çocukların kısa ve uzun vadede ruhsal ve fiziksel gelişimini olumsuz etkilediği ve şiddetin birtakım etkilerinin çocuk üzerinde ortaya çıkan zarar açısından yıllar sonra bile açığa çıkabilecek bir sinsilikte ilerleyebileceğini vurgulayabiliriz. Bu sebeple oluşan bir şiddet ağından söz edilebilir. Geçmişte şiddetin herhangi bir türüne maruz kalan birey, yetişkinlikte şiddetin uygulayıcısı olabilmektedir
Çocuklar şiddeti küçük yaşlardan itibaren ağırlıklı olarak ailelerinden öğrenmekte; yazık ki şiddet gören daha çok şiddet uygulamaktadır. Eşinden şiddet gören kadınlar özellikle erkek çocuklarını olmak üzere çocuklarını daha fazla dövmektedir. Katillerin birçoğu çocukken aile içi şiddetle karşılaşmışlardır. Bu sebeple şiddet yalnız bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorundur.
Yapılan bazı araştırmalara göre şiddet içerikli programları izleyen çocuklarda saldırgan, öfkeli davranışlar artmıştır. Özellikle dizi ve çizgi filmlerin dürtüsellik ve cinsellik yönünden çocukları olumsuz yönde etkilediği, akranları ve kendinden küçüklere kötü muameleler yaptıkları; televizyon, bilgisayar, tablet, telefon, oyun konsolu vb. gibi araçlarda gördükleri kötü davranışları içselleştirerek yadırgamaz hale gelerek başkalarına da uygulaya bilmektedirler. Çocukluğunda bu şiddet içeren programları takip eden çocuklar erişkinlik döneminde şiddet uygulamaya eğilimli ve şiddet içeren davranışları kendiyle özdeşleştirmektedir.
Mentaliz Psikolojik Danışmanlık Merkezi Konya