Seçici konuşmazlık ‘’çocukluk çağı kaygı bozukluğu’’ olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca mutizm, DSM-V’ in tanımlamasına göre ise; konuşmanın normal ve doğal olduğu sosyal ortamlarda sürekli olarak konuşamıyor, fakat başka ortamlarda konuşuyor olabilmek olarak tanımlanmıştır. Çocuğun normal konuşabilmesine rağmen bazı ortamlarda konuşmaması olarak tanımlanan psikolojik bir durumdur. Çocuk konuşabilme kabiliyetine sahip olduğu halde kendini yabancı hissettiği ortamlarda konuşmaması, çevre ile iletişimi sözel konuşma yerine mimik, jest, kafa sallama, itme, çekme ve işaret kullanarak bazen de fısıltılı konuşarak kurmaktadırlar.
Seçici konuşmazlık olarak adlandırılan mutizm, ergen ya da çocuğun kendini güvende hissettiği ev ortamında ve yakın çevresinde göstermez. Genellikle eve yabancı misafir ve ya az gördüğü kişiler geldiğinde seçici konuşmazlık belirtilerini gözlenmektedir. Psikologlara göre aşırı derecede çekingen, utangaçlık, tutukluk, sosyal ortamda küçük düşme korkusu, mutsuzluk, anneden ayrılmama, öfke nöbetleri, olumsuz duygular içinde olma gibi belirtiler ile kendini göstermektedir. Ev ortamında anne, baba ve kardeşleriyle normal konuşabildikleri için mutizmli oldukları tanısı ancak okula başlayınca konulabilmektedir. Mutizmli çocuklarda televizyon karşısında ya da kendi kendineyken akıcı bir şekilde konuştukları, şarkı söyledikleri veya ezberlediği bir şeyi takılmadan rahatlıkla ifade ettikleri- bulunduğu ortamın kendisi için sıkıntı yaşatmayacağına bilinçdışı olarak bildikleri yerlerde- gözlenebilmektedir. Psikolojik kaynaklı sorunlarda olduğu gibi mutizm/seçici konuşmazlıkta da ailenin çocuğa doğru yaklaşımı önemlidir. Çocuğun konuşamıyor olmasını bir zıtlaşma, karşı gelme, otoriteyi sarsma ya da bir kavga aracı olarak görmemeli, bunun psikolojik bir rahatsızlık olduğunu ve terapiyle aşılabileceğini bilmelidir.
Okula başlayan selektif mutizmli çocuklar, Okulda kimseyle konuşmamakta, aktivitelere katılamamaktadır, kenara çekilir ve iletişim kurmamaktadır. Öğretmenler bu durum karşısında çaresiz kalıp ne yapacaklarını bilemezler. Bu çocuklar evde farklı okulda farklı oldukları için aile tarafından genellikle fark edilemezler. Genelde öğretmeni tarafından fark edilerek aileyle iletişim kurularak seçici konuşmazlık tanısının konması sağlanmaktadır.
Seçici konuşmazlık durumuna, anksiyete bozuklukları, sosyal fobi, obsesif kompulsif bozukluk, depresyon, konuşma bozuklukları, arkadaşları tarafından dışlanma ve şiddete maruz kalma, düşük akademik başarı, benlik saygısında azalma gibi durumlar eşlik etmektedir.
Mutizm nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, güvensiz ev ortamı, yaşanmış bazı travmatik olaylar, ayrılma korkusu, sosyal fobi gibi durumlar nedenleri arasında sayılabilmektedir. Seçici konuşmazlık başlamadan önce çocukların ailelerinde stresli durumlara maruz kaldıkları, yoksunluk anne ve babanın olumsuz tavırları, yoksunluk, anne ve babada ağır kişilik bozuklukları, kronik depresyon gibi durumlar gözlenmektedir. Ayrıca boşanmış ailelerde çocukların tek ebeveynli ve düşük ekonomik gelire sahip olmaları sebebiyle çocukların sosyal ortamlardan uzak kalarak çocuğun arkadaşlarıyla gerekli sosyal aktiviteleri gerçekleştirememesi, dışlanmış, itilmiş olma durumu da çocuğu mutizme iten sebepler arasında sayılabilmektedir.
Terapi yaklaşımında çocukla birlikte anne ve öğretmen bu sürecin bir parçası olmaktadır. Seçici konuşmazlığı olan çocuklarla iletişim kurulamadığı için onlar hakkında bilgi anne, baba ve öğretmenlerinden alınmaktadır. Selektif mutizm/seçici konuşmazlık da terapi öncelikle kaygıyı azaltmak, sosyal durumlarda rahatlamayı sağlayarak benlik saygısının ve öz güveni yükseltmeye yönelik olmalıdır. Terapi, uzman terapist eşliğinde (aile terapisinde, ailede yaşanan olumsuz tutumları ortaya çıkarmak ve bu durumu olumlu davranış tutumuna çevirmek ) içine alarak çocuğun kendini en iyi şekilde gösterebileceği dinamik terapi, oyun terapisi ve bilişsel davranışçı terapi yöntemlerinin kullanıldığı bir süreci içine alacak şekilde yapılabilmektedir.
Seçici konuşmazlığı olan çocuğun suskunluğunu kendimize karşı yapılan bir tepki olarak görülmemeli, konuşması için zorlanmamalı, kaygı düzeyi artırılmamalıdır. Nerede, nasıl ve ne zaman konuşacağına kendisinin karar vermesi sağlanmalı, sizin ona destek olduğunuz mesajını algılaması sağlanarak zorlamadan terapi sürecinin başarıya ulaşması için çaba sarf etmeliyiz.
Mutizm ( Seçici Konuşmazlık) belirtileri;
1-Başka durumlarda konuşuyor olmasına karşın, konuşmasının beklendiği özgül toplumsal durumlarda ( örn. Okulda), sürekli bir biçimde konuşamıyor olma.
2-Bu bozukluk, eğitimle ya da işle ilgili başarıyı engeller ya da toplumsal iletişimi bozar.
3-Bu bozukluğun süresi en az bir aydır ( okulun birinci ayıyla sınırlı değildir).
4-Konuşamıyor olma, söz konusu toplumsal durumda konuşulan dili bilmeme ya da o dilde rahat konuşmama ile ilişkilidir.
5-Bu bozukluk, iletişim bozukluğu ( örn. Çocuklukta başlayan akıcılık bozukluğu) ile daha iyi açıklanamaz ve yalnızca otizm açılımı kapsamında bozukluğun, şizofrenin ya da psikozla giden başka bir bozukluğun gidişi sırasında ortaya çıkmamıştır.
Mentaliz Psikolojik Danışmanlık Merkezi Konya